20 Şubat 2013 Çarşamba

Koç Burcu Kadınları Üzerine..







erkek -merhaba hayatım.
kadın -merhaba...
erkek -nasılsın?
kadın -(duymamıştır.) hıı?
erkek -‘nasılsın?’ dedim
kadın –(meşgalesi vardır.) şunu... şöyle... hımmm..
erkek – cevap versene!
...
seni zavallı erkek, seni... gitti gül gibi hatun, ya da bundan sonra “nasılsın” deme, ama bu hatunun benzetildiği o güzel gülün, en güzel yaprağını koparıp, bir tarafa atmanın verdiği acı ile, sana onun inadından geri kalan tarafını yaşayabil sadece

böyle evet, böyleler onlar... alabildiğine inatçı.
geçenlerde, hackhell’de ilk uzun metrajlı burç yorumumu yazdığımda ve konum kapanmadığında, çok sevinmiş ve pis gaza gelmiştim. “vallahi yeni bir şeyler yazacağım” dedim kendime.
sadece şu an bir koç kadınına aşık olduğumdan değil, en iyi betimlenecek yönlere sahip olan kadın nesli olduklarından, sadece nette değil ülkenin ve dünyanın dört bir tarafında bahsetmeliyim (bahsetmeliyiz) onlardan.
“nedir azizim, onları koç kadını yapan?”
“zodyak, modyak hikaye; yıldızlar, sadece uzaktan bakar bize, üzerimizde etkisi yoktur” diyenler için bile koç kadını olmanın çok güzel bir bahanesi vardır bence: ilkbaharda doğmak... bütün bu enerjilerini koskoca bir mevsimden alırlar.
akrep kadınlarının doğal çekiciliğiyle karşılaştırılamaz elbet onların çekiciliği.
ilk kez görüp “ay... allah’ım ne biçim bir güzellik?” dediğiniz dişinin, akrep olma olasılığı çok fazla burası kesin.
“biz, arzularımızdan ibaretiz” derken freud, en büyük arzulara sahip olan akrep kadınlarının neden bu kadar çekici olduklarından ket vurur belki.
koç kadının uzaktan bakılınca görülebilecek bir çekiciliği yoktur elbet. yerin ve zamanın kadınıdır. yataksa, yatak; evse, ev; işse, iş...
üzerlerine kilitlerler arzularını, çıkarlar dışarı. o artık sadece etkileyici bir kadın değil, toplumun çok zaruri bir parçasıdır. insanların onlara ihtiyaçları vardır.
üst tabaka insanıdır.
kendisi de, çevresi de para yönünden “maşallah” dedirtecek kişilerdir.
üzerlerinde güzel bir damga ile doğarlar: “for men.”
ne yaşamışsanız, yaşayın; neyseniz, o olun, bu kadının çekiminden kurtulamazsınız, çok hızlı aşık olurlar; çok hızlı aşık olursunuz.

o alımlı, ince, saygıdeğer yönüyle insan; o bitmez tükenmez çekiciliği, ufak esprileri, sürpriz istekleri, başını göğsünüze dayayıp, hüngür hüngür ağlaması ile kadındır, koç kadını.
her yönünüzü değerlendiren, gözlemleyen biridir. bu yüzden eğer ona aşıksanız, hayatınızdaki yeni bir olayı vb. yorumlaması için vakit kaybetmeden, annesine, “amca bana para verdi” diye koşan çocuktan farksız olursunuz. ikinci soluğunuzu muhakkak ki onun yanında verirsiniz. acımasız olur ama... eleştirileri gerçekçi ve yapıcı olsa da bazen çok sert konuşur. sizin mevzunuz onun mevzusu olmuştur çünkü. size değer verir.
güçlü değilseniz uzak durun. kendinizi, onun yanında babası tarafından korunan ufak bir çocuk gibi hissedersiniz yine. girişimci, dinamik, sağlam, eğlenceli olun çünkü o, öyledir. (“her kadın, uzman olduğunu sandığı bir konuda, kendini alt edecek erkeği bekler.” sözüne dayanarak hareket edin onun yanında) sert kadındır, sert erkek ister.
“ben böyle değilim, yapamam” mı diyorsunuz?
koç kadını tüm erkeklere hitap eden bir kadın olduğundan onun da açık kapısını bırakır: pohpohlayın. evet, evet... mest olur, kendinden geçer arkasındaki tribünden dolayı... her şeyiyle hazır ve nazır, pofuduk, şirin kadındır artık... sizindir.
siz onun için bunca zorluğa katlanırsınız da o, “ben ben” mi diyen biridir? asla!
arkanızda koca bir duvar gibi durur, top geçmez.
arkadaşı veya sevgilisi vb. olun fark etmez sevdiği biri iseniz asla yalnız bırakmaz sizi.
emin ellerde, size bulaşana bulaşan gizli bir silah gibi durur sevginiz, ama karşılıklı yapar bunu, eğer onun zor bir anında yalnız bırakırsanız onu, en iyi ihtimalle sizi savunmayı bırakır artık. gerisi onun merhametine ve/veya size olan sevgisine kalır.
sadece arkadaş olarak etrafında neredeyse hiç erkek olmaz. (terazi burcu kadının aksine) eğer erkekseniz, eğer civarınızda bir koç kadını varsa ya aşıksınız ya da düşmansınız. yarışır o. sevmez geride kalmayı en güzel huyu da bir yarışta pabucu yırtıldı diye geride kalırsa hiç üşenmeden (yakın çevresinin) sizinkini ayağınızdan çıkarıp, yarışa devam eder. “harcar mı yani yandaşını?” hayır! borcu, borçtur öder. ayakkabınızı vermediniz diyelim sözü sözdür ödetir. kinci değildir, evet... ama, dedik ya, “toplumda üst tabaka insanı olarak yaşar, güçlü kadındır” diye. er ya da geç muhtaç olursunuz ona. o da bunu, çok iyi bilir. yeri ve zamanı geldiğinde, ufak da olsa dil veya fiil darbeleriyle hatırlatır size geçmişi.
şımarıktırlar tabi ki...
“abi... yani... inatlar be abi!” diye başlarsınız (benim gibi) bir dostunuza yakınırken ondan.
koç kadınlarının; koç erkeklerinden daha inatçı olduğu bir gerçektir.
koç kadınının inat ettiği meseleden cayıp, inat ettiğinden farklı hareket etmesinin, 420 beygirlik bir phorsche’un, 1 litre benzin ile dünyayı dolaşmasından zor olduğu da bir gerçektir.
elinizde bu kadar “gerçek” varken asla koç kadınına “inatsın, inatçısın, inat etme” demeyin, onun inat nöbetlerinde.

“tamam. yapma. ben pes ettim” de demeyin. susmayın da...
ne diyeceksiniz? “ne yapalım? vb.” diyeceksiniz tabi ki.
az önceki, beton ve metal karışımı kadın, karşınızda “eheheh” diye gülüp sizi yine mest edecek bir ‘şuh-u meclis’ olur artık. birliktesiniz yine, anlayacağınız.
size “tamam senin istediğin olsun” dese bile şaşırmamalısınız.
“my heard will go on” şarkısı ile “single” albüm satışında 100 milyon kopya satıp dünya rekoru kıran koç kadını celine dion, ağzından bir kere yanlışlıkla çıkan “müziği bırakmak” cümlesinin dünya kam oyu tarafından “yapma sakın” diye karşılanmasına “yapmazsam, namerdim” diye tepki verdikten sonra; kendisinden 15 yaş büyük kocasının “peki, bundan sonra ne yapacaksın?” lafı üzerine “yeni bir albüm yaparak, bırakabilirim” dediğini düşünürüm ben.
nasıl olur da, koç kadını gibi inatçı biri bu kadar normal ve sağlam bir psikolojiye sahip olur derseniz, sebebi: olayların inat ettiğinin tersine sonuçlanması halinde “aman... inat edecek mesele mi kalmadı?.. inadımı sallasam ellisi.” diye düşünmesidir. inatçı olduğunun farkındadır ve bununla gurur duyar neredeyse.
ne caydırır ne korkutur bu kadını? tabi ki çocukları.
onlar için yapmayacakları şey yoktur. onların mutlu olması için, sinir oldukları erkeğe, çocuklarının babası diye ömrünün sonuna kadar katlanabilir veya çocuklarına iyi bir gelecek veremez diye, çok sevdikleri eşlerini, artlarına bile bakmadan terk ederler.
özellikle erkek çocuğu olan koç kadınları, gösterdikleri yoğun ilgiden, çocuğun delirmesine senaryo hazırlar resmen.
koç bir annenin erkek çocuğu iseniz; çarpık bacaklı, şaşı, asosyal, inatçı olmayın sakın. dünyada, baş edemeyeceği tek erkek, tek insan olduğunuzdan, istediği gibi bir evlat olmazsanız, şimdilerde o, eski günlerin aksine güçsüz bir kadındır. (yoğun ilgisinden kendi çocuğunu güçsüz hale getirdiğini bilmesine rağmen, sebepleri kurcalar durmadan.) tüm dünyanın baş eğdiği ulu koç kadını, depresif ve sağlıksız biridir artık.
bir nebze de olsa, haklıdır da bu durumdan rahatsız olmaktan, doğuştan bir öğretmendir çünkü, çok iyi öğretir.
onun öğrettiğini anlayamıyorsanız, temeli fizik gücüne dayanan bir meslek seçmelisiniz artık.
son satır başında, “tezat var” diye düşünebilirsiniz, ama verilen mesaj şudur: “ koç burcundan bir anneniz olduğu için ve koç burcundan bir anneniz olmasına rağmen, aklı başında biri olmalısınız”
burçlarınız ne olmalı, bu kadınlarla birlikte olmak için?
aslan olmanızı tavsiye ederim, değilseniz değiştirin.
aslan erkeğinin duyarsız gibi görünen, hayla huyla uğraşmayan erkeksi tavırları, bu kadınların, –evlerde- kendilerini evin tek hakimleriymiş gibi hissetmesine neden olur... koç kadını mutlu olur. (bu, koç kadınıyla uzun süreli bir birliktelik arzulayanlar için geçerli.)
aslan burcu haricindekiler armut toplamasın; onu seven ve/veya birlikte olmak isteyen erkek, akrep olsun, cinsel açıdan mutlu olsun; mutlu etsin. yay olsun, eğlensin; eğlendirsin. koç olsun, kedini görsün...
aşkın kadınlarıdır bunlar üstadım, kimin sevdiği önemli değildir, sevilip sevilmedikleri önemlidir onlar için.
"hiiiiii" deyip şu noktayı da unutmayalım, her huylarının açık kapısı vardır. ama kesinlikle yalan söylemeyin. kesinlikle!
koç kadınının, kadınlarla ilişkileri harikuladedir, çok sıkı arkadaşlıkları vardır. bilindik, kadın-kadına dostlukların ötesinde bir bağ kurar hemcinsleriyle, sevgilisi de olsanız, arkadaşı hakkında kötü konuşmayın, çarpar.
“doğuştan feministtir, yanındaki sevgilisinin, önlerinden geçen bir hatuna göz sürmesine, hatta laf atmasına bile ses etmez” diyebilirken; çok sevdiği babasının, kadınlara “bu kadın milleti...” diye başlayan cümlelerine bile tahammül etmez.
bakımlı insanlardılar, çok dikkat ederler giyimlerine, yeme-içmelerine.
genel itibari ile düzgün bir fiziğe sahip olurlar.
bu kadar saydık, saydık.... bunlar, (inat hariç) koç kadınlarının etleridir.
koç kadının kemiği, kıskançlıktır. çok kıskanç olurlar, kendisiyle birlikte olmak isteyen, ama onun tiksindiği bir adamı bile başka kadınların yanında görünce, kıskanacak kadar hem de.
“çevresindeki tüm erkekleri etkiler, ekseninde dört döndürür” demiştik zaten. etrafında, ne kadar erkek olursa olsun, hangi birine istediği kadar aşık olsun; ona ilgi duyan veya kendi ilgi duyduğu tüm erkekleri kıskanır, el sürdürtmez.
ya ulu orta söyler bunu ya da tümden kaçıp, gider.
meylinin idrakinde olan her erkekten, kıskançlık hormonunun el değmemiş madenlerini bulur sanki.
aldatmaz lakin, seçer birini ilerleyebildiği kadar ilerler.
bilinçsiz olarak, onunla ilgilenen erkekleri idare eder resmen. “gelene, git; gidene, gel” demez.
sevgilisi olsanız bile onu, başka erkeklerin yanında görmeye alışacaksınız.
ateş grubundandır. enerjiktir, doğasında şiddet vardır, fevkalade kızarsa, sille tokat girişebilir hatta.
size alışırsa; alışırsanız, değmez kimse, sizin mesut bahtiyar gönlünüze.
“çok sevdim, hemen gidip, bir koç burcu kadını bulayım” diyenler için bile harikadırlar çünkü sayıları çoktur. eğer size ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa “naz, cilve” diye tabir edilen fiillerin hiçbirine gereksinim duymaz hatta, sizin de dünyadaki şanslı erkeklerden olma şansınız çok yüksektir.


Ps: Alıntıdır (sanırım eksı sozluk) Noktası harfıne dogru ,tespitleri yapanın ağzına sağlık :) Bana ve tüm koç burcu kadınlara gelsin

11 Şubat 2013 Pazartesi

Anneler ve Kızları Üzerine..






Baştan söyleyeyim çok pis babacıyım. Öyle böyle değil ! Aaa demeyin külahları (çok pardon) hunileri değişiriz. Baba dedin mi sular durur. Geçirmem azizim ! Vallaha billaha geçirmem öteye akmaya yeltenecek suyu. Çok pardon çook :)

'o ojeler çıkmıcak babadım ' ın  ' ama şen bana eee dedın yeeeaa ' versiyonu var elimde.. Kasete çekilmiş, babası eeee diye bağırınca üzülen , üzülünce ağlayası gelen ama gururundan gözyaşlarını kimseye göstermemek için odasına yönelen 'nereye gidiyosun 'diye sorulunca 'aglıdam delcem (ağlıcam gelcem) ' diyerek kapıya koşan , 'hadi babacım sana aşık oldum de bidaha ' diyen babaya ' olmajj annem üjülür sonya (annem üzülür sonra) ' diyen ama babaya kıyamamaktan anneyi üzmeye razı olup 'babadım şeni çokk seviyoyum, şana aşık oldum ' diye teype yapışan üç yaşında ben var . Bu ben babacı olmasın da kim olsun (annem oldurcek benı okuyunca ! )

Amaaa Allah beni napsın ki kaseti kaybettim.. Hani olsa da koysam şuraya, you tube daki tüm şirin kız çocuklarını sollar geçer dinlenme rekoru kırardı. Takipçilerimle sevgi yumağı oluştururduk o derece. Ama çok mutsuzum ki gitti kaset :(

Ama anne kız ilişkisi deyince orda da durur sular azizim. Hani tekil düşünmeyin anne -kız gibi bizde denklem şöyle. Anne-kız-kız-kız  yada ' anne kız kahve yapsana ' gibi..

En büyük keyfimiz bu zaten yemek sonrası kahve-after eight modunda mutfak sohbetleri. Şimdi şöyle oluyor biri mutfaga gidiyor diğerinin yanına. Giden gelmiyor a dönünce ardından birimiz daha gidiyor neler oluyor dıye. Ardından birimiz daha. Bi bakmışız mutfakta ayakta kaynatıyoruz.

 Bi de bunun tuvalet versiyonu var aynı mantık azizim. Orada konu niyeyse hep geyik oluyor. Biri elini yıkamaya giriyor digeri de yanına girip kapıyı kapatıyor. Başlıyolar gulusmeye. Üçüncü tekil şahıs yani ben  'noluyo be burda ' diye kapıyı açıyor ve olaya dahil oluyor. Ardından son tekil şahıs annem gelince wc kadrosu tamamlanıyor.

Yok artık dıyen olursa hemen acıklayıvereyım. Birimiz lavaboda gozune kaşına bakıyor,diğeri camasır makınesıne yaslanıp tırnakları torpuluyor,biri (bu ben ) ayakta eller belınde deliliğin ,edepsizliğin ,muhabbeti geyiğe çevirmenin dibine vuruyor. Anne nerde derseniz annem bizi wc den toplayıp salona getiriyor tabiki. Yada muhabbet biraz derinse 'tuh utanmıyonuz demi ' deyip dönüyor. Farketmez.. İki olay da aynı kapıya çıkıyor ' hadi herkes salona ' demek bu annemcede.

Ama sanmayın ki hep destek tam destek, anneyi kim kaparsa güç ona geçiyor :)) 4 kadından bahsediyorum azizim. Bu dört ayrı güç savaşı demek. Buna iki de kız yeğen ekle. Bildiğin harem..
Allahtan ailenin erkek mevcudu baba ve iki oğlu (damatlar) durumundan baba+ iki oğul+ iki erkek torun a döndü de bu haremsel döngü bozuldu. Bu dengeyi bozacak unsur benim ammavelakin bendeki bu baba aşkı, oğlan çocuk sevdası varken pek kız doğurmam gibime geliyor. Yani sırf babamın başını çektiği erkek mevcudu azalmasın dıye bunu yapabılırım evet yapabılırım.

Velhasıl Allah hiçbirini başımızdan eksik etmesin. Hayırlı evlat olmak önemli mesele. Vicdan çok daha önemli bir mesele. Yarın birgün yitenlerin ardından ' vicdanı keşkesiz' uyku uyumak herşeyden de önemli.

Eğer benim de bir kızım olursa ona elimden geldiğince babasına aşık edeceğim , belli bir yaşı geçince karşımda sigara içmesine izin vereceğim , yaptığı hatalar için gunah cıkarmasını kızmadan dinleyeceğim , gücüm yettiğince hataya bulaşmaması için kadın psikolojisini,erkek psikolojisini anlatacağım , gece kalkıp üstünü örteceğim , ekmek almaya gitmediğinde inip kendim alacağım , 'anne kahve yapsana bee ' dediğinde yapıp onune koyacağım , temizlik yaptırmayacağım,yemek yaptırmayacağım, edepsiz konuşursa kafasına vuracağım, koskoca kadın da olsa dışarı eğlenmeye gittiğinde on kere arayacağım..

Yani lafın kısası, aslında tıpkı annemin şuan yaptığı gibi yapacağım ..





                                                     annem sen benim yanıma kalansın....