Gülmeyin kızıaaam ! Döndük işte bloğa :) Edebinizi sakının. Hem kahkaha atmak pek bi iç gıdıklayıcı , pek bi namuahrem (bkn. davaro Şener Şen '' Namuahhrem vardır '' sahnesi) malum bilirkişiler haşırt diye koydu ortaya tespiti. '' Namahrem mamahrem bilinecek '' dediler. Hani şu makara -tukara-bakara üçlemesi gibi. Üçleme mi dedim ? Aha Teslis inancı ! Baba ,oğul, kutsal damacana ! Cavır...
Malumunuz yedi aylık bir süre girdi aramıza. Yadırgadığım her blogger gibi '' bir zaman sonra yazamama '' durumu sendromuna kapıldım desem kendime haksızlık yapacağım. Çünkü yazma tutkumun tavan yapıp da yazamamanın verdiği huzursuzluk gerçekten vicdan yaptırıyor insana.
Fakat benim iş hayatındaki çalışma tempom pek normal insanlardaki gibi olmadığından yazma ihtiyacım uyku ihtiyacımın gölgesinde kaldı maalesef. Evi otel gibi kullanmak,hafta sonu kavramının olmaması (ayda 15 gun pazarlar dahil non stop çalışmaktan bahsediyorum tabiki ), gece 12 ye kadar çalışıp (6 saatı sahada) gece 2 seferiyle sehir dısına iş yapmaya gitmek gerçekten normal değildi. Hoş zaten pek normal olmayan, fazlaca sinir bozucu sağlam bir psikolojiye sahip olmak da durumun saçmalığını bertaraf etmiş bulunmakta
Saçma durumlar ,kezban figürler , varoşsal egoizm uzak olsun mümkünse. Bunların dışında mutluyum ,herşey yolunda ,keyifler king ve insan bu durumda asla iyi yazamıyor :) Rastgele konu seçip yazmak kolay ,fakat hissederek yazdığın konuları bulmak zor mutluysan mutluluktan başka bir şey hissetmiyorsun. O yüzden öykülerle devam edeceğim sanırım bloğa arada zıpırlığım tutarsa makaraya tukaraya değinirim. Yazıyla para kazanmak son dileğim. Takipçilerimi öperim.
Ps: Takipçi demişken takipçiler listemi ben göremiyorum siz görüyor musunuz blogda ? Bir de öykü sever arkadaşlarımız çok takipçilerde. Mailden neden yazmıyorsun soruları geliyor çokça. Sadece tek bir kelime yollayın bana yorum kısmında yada maille ,ona göre yazacağım. Bu şarkı bolca küfür içerdiğinden sevip de kavuşamayanlara gelsin :)))
