23 Ekim 2012 Salı

Gitmek ve Kalmak Üzerine..









Hayatım 'ya hep ya hiç' le yönettiğim bir şantiye gibi. Darmadağın , hep son anda toparlanan,tozlu,fazla güneşli,fazla gürültülü,aynı anda fazla harabe sessizliğinde, bir anda mega kuleler inşa edip  bir anda yerle bir ettiğim,bazen bu saydıklarımı bembeyaz bir kutuba taşıdığım, bazen güneyin de güneyinde çölün en acımasız yerine konuşlandırdığım kahverengi bir alan gibi.

Ortası olmadı hiç.
Malum.. ya hep , ya hiç..


Gitmek ve kalmak da öyleydi hep. Hep gitmeyi seçtim ya o ayrı muamma. Ya hep ya hiçin ortasında kalmak bana göre degildi çünkü. Ceketini alıp gitmek,sigarasını alıp gitmek,valizini alıp gitmek,başını alıp gitmek ,gemileri yakıp gitmek gibi kalıplarım hep oldu hayatımda. Ama en büyük gidiş nedir biliyor musunuz? Susarak gitmektir. Kavgasız,gürültüsüz,bir harabe sessizliğinde,gözünü kırpmadan hadi eyvallah demeden gitmektir.

' Güçlü kadınlar işte böyle gider ' derken (hani ben çok bilmişim ya hayatı çözmüş filozofum ya) Kendimi , normalde kapıyı çekip çıkacağım bir mevzuda kavga ederken buldum. Bu arada efendime söylemeden geçmeyeyim, o kavga anında , ben hayatımla kimseyle bu mevzularda kavga etmediğimi ,sinirden deli gibi kahkahalarla oturduğum yerden gülmediğimi,  gitmemek için ciddi ciddi hapishane mahkumları gibi yukarı aşağı volta atarken kalmanın daha zor olduğunu ve aslında benim dediğimin değil de bu durumun güçlü kadınlara has olduğunu farkettim.

Ben, kendime ,yenildim . . .

Bir yanda kendin, bir yanda kendin olmayan sen varken kalmak gerçekten zormuş. (Benim gibi korkunç inatçı ,efelenen,fevri özelliklere sahip bir koç burcu kadınıysanız gerçekten bunun zorluğu burda bunu inadımdan anlatamayacak kadar sinir bozucu olmamdan daha zor olduğunu üstüne basa basa söylüyorum )

O an ne kadar zor olsa da sonrasında korkunç bir özlem,korkunç bir kalp ağrısı sardı beni. Gitmediğm için pişman mıydım asla.. Ama kalbim acıyordu bir şekilde. Çekip gitmelerimde zerre kadar acı çekmeyen ben kaldığımda acı çektim resmen . Asıl yenilgi volta attığım anda değilmiş dedim sonrasındaymış dedim kendime. Garip bir farkındalıktı , garip bir yenilgiydi. Bunu bana yaşatacak olan neydi ,daha önce neredeydi ,neden ben bu farkındalığı geç öğreniyorum??
peki İzel böyle şarkı yapmayı nerden öğrendi ??




                          'Hadi eyvallah ,giderim valla ' diye ben sana hiç darılmadım . . .


                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yazar çizerli yanar dönerli olsun mumkunse :)